Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyaloğu Toplantısı’nın 6 yıl aradan sonra Brüksel’de gerçekleştiğini duyurdu. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, toplantının yapıcı bir atmosferde geçtiğini vurgulayan Şimşek, Türkiye ile AB arasındaki ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi yönünde önemli adımlar atıldığını belirtti.

Verimli Görüşmeler ve İşbirliği Vurgusu

Bakan Şimşek, AB’li mevkidaşlarıyla gerçekleştirilen görüşmelerin oldukça verimli geçtiğini ifade etti. Toplantıda, ekonomik bağların geliştirilmesi ve işbirliğinin her alanda artırılması konusunda taraflar arasında görüş birliği sağlandığını dile getirdi. Türkiye ve AB’nin ortak hedefler doğrultusunda hareket etme kararlılığı, bu buluşmanın en önemli çıktılarından biri oldu.

Gümrük Birliği ve Vize Kolaylığı Gündemde

Şimşek’in açıklamasına göre, toplantıda Gümrük Birliği’nin modernizasyonu ve vize kolaylığı gibi kritik konular masaya yatırıldı. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, iki taraf arasındaki ticaretin daha da canlanması için önemli bir adım olarak değerlendirilirken, vize kolaylığı konusu ise iş dünyası ve vatandaşlar için büyük bir beklenti yaratıyor. Bu başlıkların, ilerleyen süreçte Türkiye-AB ilişkilerinde belirleyici olacağı öngörülüyor.

Finansal İlişkilerde Yeni Dönem

Toplantıda, Avrupa merkezli uluslararası finans kuruluşlarıyla ilişkilerin derinleştirilmesi de ele alındı. Şimşek, bu adımın Türkiye’nin ekonomik entegrasyonunu güçlendireceğini ve küresel finansal ağlarla bağlarını daha da sağlamlaştıracağını belirtti. Avrupa Yatırım Bankası gibi kuruluşlarla işbirliğinin artırılması, Türkiye ekonomisine yeni fırsatlar sunabilir.

Bir Sonraki Toplantı Türkiye’de Yapılacak

Bakan Şimşek, Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyaloğu’nun bir sonraki toplantısının Türkiye’de yapılmasına karar verildiğini müjdeledi. Bu karar, Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek görüşmelerin, ekonomik ve stratejik işbirliğini daha da pekiştireceği anlamına geliyor. Şimşek’in paylaşımı, Türkiye’nin AB ile ilişkilerde proaktif bir rol üstlenme isteğini ortaya koydu.

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Ramazan ayının sona ermesinin ardından yayımladığı mesajda, tüm Müslümanlara en içten selamlarını ve iyi dileklerini iletti. Mesajında Türkçe, İngilizce ve Arapça ifadeler kullanarak, “Ramazan ayı bir kez daha sona erdi. Ülkemizde bu bayramı kutlayan tüm Müslümanlara en içten selamlarımı ve en iyi dileklerimi iletiyorum” dedi.

Steinmeier, bu yıl bir iftara davet edilmesinin kendisi için çok anlamlı bir deneyim olduğunu belirterek, “Bu beni derinden etkileyen bir akşamdı. Bu vesileyle şunu tekrar öğrenmiş oldum, bir din yalnızca inançlardan, Tanrı ve dünya üzerine düşünmekten, pratik eylemlerimizi yönlendirecek etik ilkelerden oluşmaz” şeklinde bir değerlendirme yaptı.

Almanya Cumhurbaşkanı, dinin en önemli yönlerinden birinin, yaşamı ve zamanı yapılandırma gücüne sahip olduğunu ifade etti. Ramazan ayının, sadece dini vecibelerin yerine getirilmesinin ötesinde, bireylerin hayatlarına nasıl etki ettiğine de değindi.

Steinmeier, bir başka önemli vurgusunu ise Ramazan geleneğiyle ilgili yaptı. Birçok Müslüman çocuğun, Ramazan günlerini geleneksel Noel takvimine benzer şekilde, içinde küçük sürprizlerin yer aldığı bir Ramazan takvimiyle saydığını belirten Steinmeier, “Bu, İslam’ın özel geleneklerinin Almanya’ya ne denli yerleştiğinin küçük bir işareti” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Steinmeier, inancın ve Tanrı’ya dair anlayışların, farklı olanlara da saygı gösterilmesini gerektirdiğini belirtti. Ayrıca, bu anlayışın tüm inananların özlediği barışa katkı sağlayacağını vurguladı.

Steinmeier’in mesajı, Almanya’daki Müslüman topluluğa yönelik güçlü bir dayanışma ve saygı mesajı olarak dikkat çekti. Ayrıca, Ramazan ayının, sadece bir inanç pratiği değil, aynı zamanda toplumlar arası anlayış ve barışa katkı sağlamak için bir fırsat olduğuna dair önemli bir hatırlatmada bulundu.

İsveç’in başkenti Stockholm’de, Odenplan bölgesinde yüzlerce kişi bir araya gelerek, Gazze’ye yönelik İsrail saldırılarının durdurulmasını talep etti. Göstericiler, İsrail’in insani yardımları engellemesi ve Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürmesi karşısında tepkilerini dile getirdi. Katılımcılar, “Göçe zorlanmaya ve soykırıma hayır”, “Okullar ve hastaneler bombalanıyor”, “İsrail’e soykırım ambargosu uygulansın” gibi pankartlar taşıdı. Ayrıca, “Sonsuza kadar Filistin” ve “İki ülkeli çözüm” gibi sloganlarla da Filistin’e olan desteğini vurguladı.

İsrail’e Destek verenler Katliamın Bir Parçasıdır

Göstericiler, İsveç Dışişleri Bakanlığı’nın önüne kadar yürüyerek, İsveç hükümetine de seslendi. İsveçli aktivist Paula Ericsson, gösteriye katılarak İsrail’in ateşkese uymadığını belirtti ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, uluslararası mahkemelerde yargılanmak korkusuyla çatışmayı tırmandırdığını savundu. Ericsson, Filistinlilerin kendi topraklarında haklarını savunmaları gerektiğini vurgulayarak, İsrail’in uyguladığı etnik temizlik politikasına karşı çıktığını ifade etti. Göstericiler, Filistinli çocukların öldürülmesini protesto etmek için yüzlerine kırmızı boya ile el figürleri çizdi.

Öte yandan, Almanya’nın başkenti Berlin’de de benzer bir gösteri düzenlendi. Filistin derneklerinin çağrısıyla Potsdamer Meydanı’nda yüzlerce kişi toplandı. Göstericiler, “Filistin’e özgürlük“, “İsrail terör devletidir“, “Çocuk katili İsrail” gibi sloganlarla İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı protesto gösterisi yaptı. Ayrıca, “Almanya silah sağlıyor, İsrail öldürüyor” diyerek Almanya’nın İsrail’e silah desteği verdiğini ve bu durumun Gazze’deki soykırım suçunun bir parçası olduğunu belirttiler.

Olaysız bir şekilde sona eren gösterilerde konuşan Alman aktivistler, konuşmalarında, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının soykırım suçuna dönüştüğünü ve dünyanın geri kalanının buna göz yumduğunu ifade etti. Filistin ile dayanışma çağrısında bulunan göstericiler, Almanya’nın silah satışları ve diplomatik desteğiyle İsrail’in savaş suçlarını örtbas ettiğini savundular. Almanya hükümetinin, Filistinlilerin haklarını savunmak yerine, İsrail’in toprak hırsızlıkları ve şiddet politikalarını desteklediğini belirten aktivistler, protestoların sistematik olarak bastırılmasına karşı çıktılar.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda önemli bir gelişme yaşandı. Emekli bayram ikramiyesinin 4 bin liraya yükseltilmesi ve doğum yardımına yönelik yeni düzenlemeleri içeren “Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” kabul edilerek yasalaştı. petersonsbreakingnewsoftrentons.com olarak, Türkiye ve dünya haberlerini sizlere ulaştırmaya devam ediyoruz. İşte yeni yasanın detayları…

Emekli Bayram İkramiyesi 4 Bin TL Oldu

Yasayla birlikte, emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramı’nda ödenen bayram ikramiyesi 3 bin liradan 4 bin liraya çıkarıldı. Bu değişiklik, 20 Mart 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak ve milyonlarca emekliyi doğrudan etkileyecek. Yeni düzenleme, emeklilerin bayram dönemlerinde maddi açıdan daha rahat bir nefes almasını hedefliyor.

Doğum Yardımı Yeniden Şekillendi

Kanun, Türk vatandaşlarına 1 Ocak 2025 ve sonrasında doğan çocuklar için yeni bir doğum yardımı sistemi getiriyor. Türkiye’de ikamet eden aileler, çocuk sayısına göre şu desteklerden yararlanabilecek:

• Birinci çocuk: Tek seferlik 5 bin TL,
• İkinci çocuk: 5 yaşına kadar aylık 1.500 TL,
• Üçüncü ve sonraki çocuklar: 5 yaşına kadar aylık 5 bin TL.

Bu ödemeler, muhtaçlık şartı aranmadan yapılacak ve hiçbir vergi kesintisine tabi olmayacak. Ayrıca, doğum yardımları haczedilemeyecek. Tutarların artırılması için Cumhurbaşkanı’na, yeniden değerleme oranını aşmamak kaydıyla yetki verildi.

Sporculara Destek ve Gençlik Politikaları

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nda yapılan değişiklikle, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından olimpiyat, paralimpik ve deaflimpik oyunlara katılması amacıyla 8 bin sporcu yetiştirilecek. Sporcuların beslenme, barınma ve yol giderleri Bakanlık tarafından karşılanacak. Ayrıca:

• Sporculara aylık harçlık, asgari ücretin net tutarını geçmeyecek şekilde ödenecek.
• Bir önceki olimpiyat veya dünya şampiyonasında ilk üçe girenlere, harçlık asgari ücretin 2 katına kadar artırılabilecek.
• Ödemeler vergiden muaf olacak ve haczedilemeyecek.

Bu düzenlemelerin detayları, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görüşü alınarak hazırlanacak yönetmelikle netleşecek.

Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirlere Yeni Kurallar

Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nda yapılan değişikliklerle:

• Oda genel kurul toplantıları, en az 10 gün önceden resmi internet sitesinde duyurulacak.
• Birlik genel kurulları ise 20 gün önce, tirajı 100 bini aşan bir gazetede ve internet sitesinde ilan edilecek.
• Meslek ruhsatını başkasına kullandıran veya başka birinin unvanıyla işlem yapanlara meslekten çıkarma cezası verilecek.

Taşımacılıkta Ceza Artırımı

Karayolları Taşıma Kanunu’nda idari para cezaları ciddi şekilde artırıldı:

• Yetki belgesi olmadan taşımacılık yapanlara 17 bin TL’den 170 bin TL’ye,
• Bir taşımacının diğerinin faaliyetini engellemesi durumunda 25 bin TL’den 250 bin TL’ye,
• Biletsiz yolcu taşıyanlara 8 bin 500 TL’den 85 bin TL’ye kadar ceza uygulanacak.
• Terminal dışı yolcu indirme-bindirme yapanlara 5 bin TL’den 50 bin TL’ye,
• Yabancı plakalı araçlarla yetkisiz taşıma yapanlara 5 bin TL’den 500 bin TL’ye kadar para cezası kesilecek.

Bu cezalar, kanunun yayımından 6 ay sonra yürürlüğe girecek ve detaylar Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yönetmeliğiyle belirlenecek.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye’nin yerli otomotiv sanayi altyapısını güçlendirmek ve sektörel dönüşümü hızlandırmak için önemli adımlar atmaya devam ediyor. Bu kapsamda, özellikle düşük gelirli ailelerin araç sahibi olmasını kolaylaştırmak ve yerli üretimi desteklemek amacıyla yeni bir program hayata geçiriliyor. İşte detaylar…

İlk Arabam Programı: Ailelere Yerli Otomobil Desteği

“İlk Arabam Yerli Otomobil Aile Destek Programı” ile 3 veya daha fazla çocuklu ailelere yönelik araç alım desteği hazırlanıyor. Program, düşük gelir gruplarına uzun vadeli finansman imkanı sunarak otomobil sahipliğini artıracak. Talebin yüksek olması beklenen bu destek, özellikle Togg satışlarını pozitif yönde etkileyebilir. Ailelerin yerli ve sıfır araçlara yönelmesi, ülkedeki binek araç yaş ortalamasını düşürerek karbon emisyonlarını azaltmayı da hedefliyor.

Togg: Otomotivde Dönüşümün Sembolü

Türkiye’nin ilk yerli elektrikli otomobili Togg, sadece bir araç değil, aynı zamanda otomotiv sektörünün dönüşümünde bir sembol olarak öne çıkıyor. Milli Teknoloji Hamlesi’nin taşıyıcı projelerinden biri olan Togg, 40’tan fazla girişimle iş birliği yaparak inovasyonu teşvik ediyor. Elektrikli araç şarj altyapısının yaygınlaşmasından mobilite ekosisteminin güçlenmesine kadar pek çok alanda katalizör görevi üstleniyor. Togg’un yenilikçi yaklaşımı, Türkiye’nin küresel pazarlardaki rekabet gücünü artırarak yeni iş fırsatları yaratıyor ve teknoloji liderliği hedefini destekliyor.

2030 Hedefi: Elektrikli Araçlarda Yüzde 35 Pazar Payı

2022’de yayımlanan “Mobilite Araç ve Teknolojileri Stratejisi Yol Haritası” ile Türkiye, otomotiv sektöründe iddialı hedefler belirledi. Elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların 2030’da pazar payını yüzde 35’e, yerlilik oranını ise yüzde 75’e çıkarma planı dikkat çekiyor. Ayrıca, elektrikli, bağlantılı ve otonom araç üretiminde Avrupa’da lider, dünyada ise ilk 5’te yer alma vizyonu ortaya konuldu. Bu stratejiler, Türkiye’nin sektördeki üstünlüklerini korumasını ve küresel yatırımları çekmesini amaçlıyor.

Sosyal Refah ve Çevresel Katkılar

Düşük gelirli ailelerde araç sahipliğinin artması, mobilitenin yükselmesiyle sosyal refah seviyesine katkı sağlayacak. Aynı zamanda, yerli üretim araçların tercih edilmesi iç pazarda yerli payını artırırken, yeni teknolojilere yönelen mevcut üreticiler ve Türkiye’de üretim yapmak isteyen küresel firmalar için cazip bir ortam yaratacak. Togg’un bu dönüşümdeki rolü, hem çevre dostu teknolojileri teşvik ediyor hem de sektörel büyümeyi hızlandırıyor.

Türkiye’nin Otomotivdeki Küresel Vizyonu

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın attığı adımlar, otomotiv sektörünü ihracat lideri konumundan daha ileriye taşımayı hedefliyor. Togg’un küresel pazarlarda başarılı olması, mobilite ekosistemine ivme kazandırarak Türkiye’yi teknoloji ve inovasyon alanında lider konuma getirebilir. Elektrikli araçlar, batarya üretimi, şarj istasyonları ve otonom araç teknolojileri gibi stratejik alanlarda belirlenen somut hedefler, bu vizyonun temel taşlarını oluşturuyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT’nin düzenlediği 9’uncu “Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması”nda katılımcılara hitap etti. Programdan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, Ramazan-ı Şerif’in son günlerinde Kadir Gecesi’ni idrak etmenin önemine değindi. İslam aleminin bu mübarek geceyi esenlikle geçirmesi temennisinde bulunan Erdoğan, selamlarını yurt dışındaki kardeşlere ve gönül coğrafyasına iletti.

Konuşmasında Gazze’deki duruma dikkat çeken Erdoğan, İsrail’in son dönemde artırdığı hava saldırılarını eleştirdi. 19 Ocak’taki ateşkesin bozulduğunu hatırlatan Erdoğan, savaşta korunması gereken hastanelerin ve sağlık çalışanlarının hedef alındığını belirtti. Gazze’nin büyük bölümünün yıkıldığını, ayakta kalan yapıların da bombalandığını ifade eden Erdoğan, “İsrail, Batı’nın sessizliğiyle şımarıyor. Ramazanda bile soykırım sürüyor. Son saldırılarda çoğu kadın ve çocuk 700’den fazla Filistinli hayatını kaybetti” dedi. Kadir Gecesi dualarında Gazzelilerin unutulmamasını isteyen Erdoğan, Türkiye’nin Filistin’e her türlü desteği sürdüreceğini vurguladı.

TRT’nin Gazze’deki zulmü dünyaya aktarmadaki rolünü öven Erdoğan, kanalın 7 Ekim 2023’ten itibaren haber ve yapımlarıyla adalet mücadelesine katkı sunduğunu söyledi. Yarışmayı organize eden Diyanet İşleri Başkanlığı ve TRT ekibine teşekkür eden Erdoğan, 28 Şubat’ta start alan yarışmada dereceye girenleri kutladı. Finalde Samet Acar birincilik, Ömer Faruk Mahmutoğlu ikincilik, Engin Şahin ise üçüncülük elde etti. Dereceye girenler ödüllerini Erdoğan’dan aldı.

Yarışmanın finali, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı’nın da katılımıyla gerçekleşti. 2017’den bu yana büyük ilgi gören etkinlik, Kur’an tilavetleriyle izleyicileri etkiledi. Erdoğan, konuşmasını “Rabbim bizleri Kur’an’ın bereketinden ayırmasın” duasıyla noktaladı.